35,5594$% 0.16
36,5618€% -0.36
3.080,73%-0,39
5.015,00%-0,16
19.999,00%-0,14
Hüseyin Acarlar’ın “DİBACE/ Günce -294- ” başlıklı yeni yazısı, “Akıl ve İbadet Tatile Çıkar mı?” sorusuyla yayımda… Keyifli okumalar…
DİBACE/ Günce -294-
Akıl ve İbadet Tatile Çıkar mı?
Kanunî dönemi müderris filozofu Taşköprülüzade, “Miftahu’s-saade ve misbahu’s-siyade” eserinde, “İlim, aklın ibadetidir / el ilmü huve ibadatü-l akli ” gibi müthiş bir ifade kurar. Peki, ilim yoksa aklın hali nice ola? Sorular, sorular…
Aklı olmayanın ibadet sorumluluğu yoktur.
Pek tabiidir ki aklı örtülmüşte ilim aranmaz.
Netice de İmanın zıddı “Küfr” kelime olarak örtmek, gizlemek manasına gelir.
Kuran ayetlerine muhatap olan insan ilme muhat kılınır. Akletmesi gerekir ki itaat etsin. Bura bam teli bir nokta! Es geçmemek gerek.
Şöyle ki;
Modern dünya ilmi olanın kendisine itaat etmeyeceğini bildiğinden önce onun aklını ister veya alır. Sonrasında itaat ve taata kişi kendiliğinden gelir.
O nedenle İlim insanı aklından korkulan, sözü ve sazı engel görülendir. Netice de cehaletin tasallutuna doğrudan cephe açabilecek olan odur. Gariptir ki cahillik bunu bilircesine hakikatli ilimden korkunç korkar. Âlim ne kadar cesursa cahil o kadar korkar ilimden. Cahilin cesareti ilmin karaborsa olduğu fitne mahfillerinde alıcı bulur ancak.
Moderniteye meydan okuma ve insanlığa erdem sunabilme kudretinin ancak İslam düşünce geleneğinden doğabildiğine, doğabileceğine inanan biri olarak bundan sonrasını İslami düşünce bakışına katkı koyma yönündeki satırlara hasrediyorum.
Modern dünyanın akıl enstrümanlarının notaları akıldan ilmi çıkarmakla başlar. Bu durumdan en çok İslami düşünce yara almıştır.
Akılsız kalan İslami akıl önce ahlakını kaybeder. Yahudi ve Hristiyan dünyasının kula kulluğundan İslam dünyasının nasibini alması aklın tarumar edilmesiyle başlamıştır. Akıl yoksa muhakeme biter. Kaba ham softalık İslam diye yutulur.
Tarih safsata hikâyeler mezarlığı. Hilafet saltanat kavramlarının ta başına gidin mesela aynı fotoğraf görüntü verir.
Âlim olmayanın ilim sahibini yönetmeye başladığı yer modern aklın ve dolayısıyla cehaletin aklının sultan olduğu yerdir…
İlim sahibi bunu kabul etmez.
Çünkü bunu ilmin ahkâmı, adabı ve esrarından dolayı yapamaz. Emanetin, ehliyetin ağır vebalini bilir. Çünkü “Kulları içinde ise, Allah’tan ancak ilim sahibi olanlar içleri titreyerek korkar/- innemâ yaḣşa(A)llâhe min ‘ibâdihi-l’ulemâ(u) (Fatır/28)”
Çünkü Âlim SGK hükmündeki yapılara dayanarak konuşmaz. ALLAH’a dayanarak ve yalnız ondan yardım isteyerek sözün en güzeline çağırır. Gücün sözünü değil sözün gücünü yüceltir.
Çünkü cahilin âlimi yönetmesi adalet ve ahlakı baştan reddetmektir. Adalet yoksa zulüm vardır. Bu Doğunun kaderi olmuştur. Özgürlük yoksa esaret vardır, bu da Batının kaderi olmuştur. Doğuda “adalet” batıda “özgürlük” kavramlarının slogan ironisi burada saklı.
İnsanlık iki türlü yönetilir. Ya ilimle ya zulümle!
Alim ilimle Cahil zulümle yönetir. Ve çoğunluk tarih boyunca zalimden yana olmuştur. Bunu ilimden yoksun akılla yapmıştır. Gönüller Hüseyinle Kılıçlar Yez it in yanında!
Çünkü Peygamberin “âlimleri varislerimdir” sünneti seniyyesi bir edep ve adap vaaz eder.
O zaman yine soru ilim nedir?
İlim bir tasniftir(sınıflama). İlim, akıl, ibadet üçlüsü ibadet merkezli olarak ilerlerken yeni tasnifi zorunlu kılar. Bu tasnif fürû-i fıkhın temel üç bölümü olan İbadet, muamelat, ve ukubat tasnifi ve İbadetin kendi tasnifi; İbadetin Ahkâmı, İbadetin adabı, İbadetin esrarı kavramsallaştırmasından hareketle yeniden düşünmek zorundayız. Düşünülmesi anlaşılması açısından basitleştirsek; İbadetin ahkâmı derken; Namazın ahkâmı (ahkamü’s selat) Haccın ahkâmı (ahkamül hac), Orucun ahkâmı (ahkamü’s sevm) gibi bu ibadetlerin yapılış şeklini ihtiva eden hükümleri anlmalıyız. Yani Namaz nasıl kılınır, oruç kimlere farzdır? Haccın şartları gibi durumlar ibadetin ahkâmı içinde yer alan mevzular.
İbadetin adabı; her hâlin bir edebi erkânı vardır ve her hâlin iyiliği edeple muhkemdir. En kuşatıcı edep ise Allah’ı tazimdedir ve bu edebin tezahürleri insanın her hâlinde kendini gösterir.
Riyadan uzak ibadet adaptandır. Namazın adabı; örneğin namaza durmakla Allah’ın huzuruna alındığını, bu yakınlaşmaya her şeyden daha çok muhtaç olduğunu bilmenin ciddiyetidir.
Orucun adabı örneğin; Dili yalan ve gıybetten, kendisini ilgilendirmeyen hususlara müdahaleden alıkoymaktır.
İbadetin esrarına gelince; İslam düşüncesinde İrfan anlayışı bu minval üzere hareket eder. İbadetin esrarı ondaki hikmeti ifade eder. Örneğin “kadir suresi bin aydan daha hayırlıdır” ayeti ibadetin esrarındandır.
akıl’da/akletmede tatil olmaz; ibadet tatil kaldırmaz, ilim tatile çıkmaz. Âlim de yulara gelmeyen ve yular takmaya kalkmayandır. Vesselam…
09 Ocak /2025
Hüseyin Acarlar
Acarlar: Kelam-ı Kibardan Mayın Yazıları -4